indeed!, in truth!; a term of asseveration

listen to the pronunciation of indeed!, in truth!; a term of asseveration
Englisch - Türkisch

Definition von indeed!, in truth!; a term of asseveration im Englisch Türkisch wörterbuch

marry
{f} evlenmek

Onunla evlenmek niyetindeydi. - He intended to marry her.

Ben, şimdi benimle evlenmek istediğini biliyorum, ama siz daha sonra ikinci düşüncelere sahip olacağınızı düşünmüyor musunuz? - I know you want to marry me now, but don't you think you'll have second thoughts afterward?

marry
baş göz etmek
marry
(ile) evlenmek
marry
başını bağlamak
marry
ile evlenmek

Martyna ile evlenmek istiyorum. - I want to marry Martyna.

Tom sonunda Mary ile evlenmekten vazgeçti. - Tom ended up marrying Mary after all.

marry
izdivaç etmek
marry
evlen

18 yaşından küçükler evlenemez. - People under 18 cannot marry.

Keşke benimle evlense. - If only he would marry me.

marry
Ya! Acayip! Aman Allahım
marry
{f} birleşmek; birleştirmek
marry
{f} evermek
marry
nikah kıymak
marry
birleşmek
marry
ya
marry
allahım
marry
{f} evlendirmek

Kızını bir doktorla evlendirmek istiyor. - She wants to marry her daughter to a doctor.

Kızını benim gibi bir adamla evlendirmek ister misin? - Would you want your daughter to marry a guy like me?

marry
marry evlendir/evlen
Englisch - Englisch
marry

I have chequed him for it, and the young lion repents; marry, not in ashes and sackcloth, but in new silk and old sack.

indeed!, in truth!; a term of asseveration
Favoriten