Çıplak yoga gittikçe daha popüler hale geliyor.
- Naked yoga is becoming increasingly popular.
O gittikçe çılgın oldu!
- He became increasingly demented!
O, giderek daha çok kaygılanıyordu.
- He was getting increasingly anxious.
Artan bir şekilde yardımına ihtiyacım var.
- I increasingly need your help.
Modern finans giderek karmaşık ve sofistike hale geliyor.
- Modern finance is becoming increasingly complicated and sophisticated.
O, giderek daha çok kaygılanıyordu.
- He was getting increasingly anxious.
Tom arkadaş çevresinden gitgide soyutlanmıştı.
- Tom was increasingly isolated of his circle of friends.
Kelime haznemi artırmak istiyorum.
- I want to increase my vocabulary.
Bu makale, kelime hazinesini artırmak isteyenler için öneriler içerir.
- This article contains tips for those who are eager to increase their vocabulary.
Arabaların sayısı artmakta.
- The number of cars is on the increase.
Dünyada mülteci sayısı giderek artmaktadır.
- The number of refugees in the world increases steadily.
Fiyatı arttırmak isterim.
- I would like to increase the price.
Şirket kâr payını arttırmak için ucuz iş gücü kullanıyor.
- This company uses cheap labor to increase its profit margins.
Nüfus artışı ciddi bir sorundur.
- The increase of the population is a serious problem.
Ben harçlıkta bir artış hakkında babamla görüştüm.
- I approached my father about an increase in allowance.
Yıldan yıla üretim artmaya devam etti.
- Year after year, production continued to increase.
Trafik kazalarının sayısı artmaktadır.
- There has been an increase in the number of traffic accidents.
Kârlarımızı yükseltmek için ne yapabiliriz?
- What can we do to increase our profits?
Fransız parfümleri üzerindeki vergiler, ABD'de arttırılmıştır.
- Taxes on French perfumes have been increased in the United States.
Onlar Tom'un dozajını arttırdılar.
- They've increased Tom's dosage.
İthalatın ani yükselişine şaşırdık.
- We were surprised by a sudden increase in imports.
Günümüzde Avrupa ülkelerinin çoğunluğu sosyal demokratlar tarafından yönetilir ama aşırı sağda gözle görülür bir yükseliş var.
- Nowadays, the majority of European countries is ruled by social democrats, but there is a noticeable increase of right-wing extremism.
Dünya nüfusu yükselme eğilimindedir.
- The world's population tends to increase.
Yurtdışına giden öğrencilerin sayısı artmaktadır.
- The number of students going abroad is on the increase.
Arabaların sayısı artmakta.
- The number of cars is on the increase.
Son zamanlarda bu ürün için talep arzdan daha hızlı artmıştır.
- Recently the demand for this product has increased faster than the supply.
Gelecek yıl maaşlara zam yapılacak ama enflasyon yüzünden zammın çoğu eriyecek.
- Next year, the wages do increase, but most of the increase will disappear due to inflation.
Kelime haznemi artırmak istiyorum.
- I want to increase my vocabulary.
Gelecek ay kirayı artıracağız.
- We will increase the rent next month.
Fiyat artışları reel ve nominal büyüme oranları arasındaki farkı açıklar.
- Price increases explain the difference between the real and nominal growth rates.
I need your help more and more.
- I increasingly need your help.
... But I think increasingly, that's something we're going ...
... resources of the rich countries make very difficult, increasingly difficult. ...