increase in density

listen to the pronunciation of increase in density
Englisch - Türkisch
yoğunluğundaki artış
concentration
derişme
concentration
toplaşım
concentration
yoğunlaştırma
concentration
(Eğitim) odaklanma
concentration
dikkati bir noktada toplama
concentration
konsantrasyon  
concentration
(Askeri) yığınak
concentration
konsantrasyon

Televizyondan gelen en küçük bir ses bile konsantrasyonumu bozuyor. - Even a small sound from the TV interferes with my concentration.

Bu yüksek düzeyde konsantrasyon gerektiren iş türü. - This is the kind of work that requires a high level of concentration.

concentration
Sıvının buharlaşarak yoğun hal gelişi, yoğunlaşma, koyulaşma
concentration
Zihnin belli bir konu üzerinde toplanması, dikkatin belli bir noktaya yönelmesi
concentration
concentrationcamp temerküz kampı
concentration
{i} toplama

Yahudiler toplama kamplarına ilk ne zaman gönderilmişlerdi? - When were Jews first sent to the concentration camps?

Tom'un büyükbabası bir toplama kampı kurtulanıydı. - Tom's grandfather was a concentration camp survivor.

concentration
(Askeri) ATEŞ TOPLAMASI: Sınırlı bir süre içinde bir bölgeye veya ilerisi için muhtemel hedef olarak adlandırılmış ve numaralanmış bir bölgeye yapılan keşif ateş
concentration
koyulaşma
concentration
{i} toplanma
concentration
yoğunluk, yoğunlaştırma
concentration
toplama kampı

Esirler, toplama kampından kaçtı. - The prisoners fled from the concentration camp.

Tom'un büyükbabası bir toplama kampı kurtulanıydı. - Tom's grandfather was a concentration camp survivor.

Englisch - Englisch
concentration
increase in density

    Silbentrennung

    in·crease in den·si·ty

    Türkische aussprache

    înkris în densıti

    Aussprache

    /ənˈkrēs ən ˈdensətē/ /ɪnˈkriːs ɪn ˈdɛnsətiː/
Favoriten