Konuşmacı insanları isyana teşvik etmeye çalıştı.
- The speaker tried to incite the people to rebellion.
Suçu işlemesi için onu tahrik ettiler.
- They incited him to commit the crime.
He apologized for having offended her.
- Onu incittiği için özür diledi.
I didn't mean to offend you.
- Seni incitmek istemedim.
He apologized for having offended her.
- Onu incittiği için özür diledi.
I apologize if I offended you.
- Seni incittiysem özür dilerim.
Tom injured himself at work today.
- Tom bugün çalışırken kendini incitti.
Tom injured his back playing tennis.
- Tom tenis oynarken sırtını incitti.
She injured herself while dancing.
- Dans ederken kendini incitti.
I got my right leg injured.
- Sağ bacağımı incittim.
You will hurt yourself if you're not careful.
- Eğer dikkatli olmazsan, kendini inciteceksin.
We get closer, trying to understand each other, but just hurt each other and cry.
- Birbirimizi anlamaya çalışarak yakınlaşırız fakat sadece birbirimizi incitiriz ve ağlarız.