Englisch - Türkisch
Definition von incapable of being changed or moved or undone; e im Englisch Türkisch wörterbuch
- fixed
- {s} sabit
Faiz oranları %5'te sabitlendi.
-Interest rates have been fixed at 5%.
Biz fiyatı 15 dolarda sabitledik.
-We fixed the price at $15.
- fixed
- sabitleştirilmiş
- fixed
- sabit şekilde
- fixed
- kesme
- fixed
- fikse
- fixed
- dik
Gözlerini bana dikti.
-He fixed his eyes on me.
Herkesin gözleri ona dikildi.
-Everyone's eyes were fixed upon her.
- fixed
- {f} sabitleştir
- fixed
- belirlenmiş
- fixed
- değişmez
- fixed
- kararlaştırılmış
Ben eylemlerimi kararlaştırılmış zamanlar için planlamayı tercih ediyorum böylece zamanı yönetebilirim.
-I prefer to plan my activities for fixed times so I can manage my time.
- fixed
- {f} onar
Tom onu bir çekiçle onardı.
-Tom fixed it with a hammer.
Onun için radyoyu onardım.
-I've fixed the radio for him.
- fixed
- {f} sabitleştir: adj.sabit
- fixed
- {s} oynamaz
- fixed
- {s} sağlanmış
- fixed
- kımıldamaz
- fixed
- idefiks
- fixed
- (Tıp) Solmaz (renk)
- fixed
- fixed assets sabit değerler
- fixed
- (sıfat) oynamaz, sabit, değişmez, kararlaştırılmış, solmaz, önceden ayarlanmış, belirlenmiş, sağlanmış, uçmaz
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von incapable of being changed or moved or undone; e im Englisch Englisch wörterbuch
- fixed
incapable of being changed or moved or undone; e
Silbentrennung
in·ca·pa·ble of be·ing changed or moved or undone; eAussprache
Resimler
Favoriten