inatla

listen to the pronunciation of inatla
Türkisch - Englisch
mulishly
obstinately
contrarily
sedulously
persistently
stubbornly

Helen stubbornly insists that this is true. - Helen bunun doğru olduğunda inatla ısrar ediyor.

The frail old man stubbornly refused to make use of a wheelchair. - Çelimsiz yaşlı adam inatla bir tekerlekli sandalyeyi kullanmayı reddetti.

adamantly
pigheadedly
pertinacious
refractorily
doggedly
persist
pertinaciously
obdurately
inat
obstinacy
inatla devam etmek
slog on
inatla devam etmek
slog away
inatla geri geri gitmek
jib
inatla yürümemek
balk
inatla yürümemek
baulk
inat
obstinacy, stubbornness, persistence; obstinate, persistent, stubborn
inat
stubborness
inat
stubborn

I have never come across such a stubborn person. - Daha önce böyle inatçı bir kişiyle karşılaşmadım.

I've got my stubbornness from my father. - İnatçı yanım babamdan gelmedir.

inat
obstinate

He was too obstinate, but on the other hand he was reliable. - İnatçıydı ama diğer yandan güvenilirdi.

He became more obstinate as he grew older. - Büyüdükçe daha inatçı oldu.

inat
dogged
inat
pertinacity
inat
doggedness
inat
waywardness
inat
stubbornness

I've got my stubbornness from my father. - İnatçı yanım babamdan gelmedir.

Your crap stubbornness makes people sick. - Senin bok inatçılığın insanları hasta ediyor.

inat
tenacity
inat
just to spite, just to defy (someone): Cesim'e inat ben oraya gitmem. Just to defy Cesim I shan't go there
inat
obstinacy, stubbornness; doggedness; pertinacity; mulishness; pigheadedness
inat
contumacy
inat
persistence
inat
(Konuşma Dili) obstinate, stubborn; dogged; pertinacious; mulish; pigheaded
inat
intransigent
inat
spite
Türkisch - Türkisch

Definition von inatla im Türkisch Türkisch wörterbuch

inat
İnatçı
inat
Bir konuda direnme, ayak direme, diretme, direnim
inat
Bir konuda direnme, ayak direme, diretme, direnim: "Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından biri ve ilkidir."- T. Buğra
inat
Ayak direme
inat
Birine karşı çıkma, karşı düşünce ileri sürme
inat
Birine karşı çıkma, karşı düşünce ileri sürme: "İddia kızışmış, âdeta inat hâlini almıştı."- Ö. Seyfettin. İnatçı
İnat
(Osmanlı Dönemi) FENK
inatla
Favoriten