Ona bir oyunda meydan okudum.
- I challenged him to a game.
Tom Mary'ye başka bir satranç oyunu için meydan okudu.
- Tom challenged Mary to another game of chess.
Bazı yönetim kurulu üyeleri onun şirketi işletme yeteneğini sorguladı.
- Some board members questioned his ability to run the corporation.
Bazı insanlar onun dürüstlüğünü sorguladı.
- Some people questioned his honesty.