in twos

listen to the pronunciation of in twos
Englisch - Türkisch
ikişer ikişer
in two
iki kısma
in two
iki parça

Tom elmayı iki parçaya kesti. - Tom cut the apple in two.

O, elmayı iki parçaya ayırdı. - She cut the apple in two.

in two
iki kısma, ikiye (kesmek/bölmek/ayırmak)
in two
iki parçaya

O, elmayı iki parçaya ayırdı. - She cut the apple in two.

O Hamlet, kalbimi iki parçaya ayırdın. - O Hamlet, you have broken my heart in two.

in two
ikiye

Çocuk pastayı ikiye kesti. - The boy cut the cake in two.

Mahalle kara yolu ile ikiye ayrıldı. - The neighborhood was cut in two by the highway.

Englisch - Englisch
Grouped by pairs; arranged in groups of two

Animals entered the ark in twos.

in pairs, in groups of two
in two
into two sections or parts
in twos
Favoriten