in this place; you see (for drawing attention); behold

listen to the pronunciation of in this place; you see (for drawing attention); behold
Englisch - Türkisch

Definition von in this place; you see (for drawing attention); behold im Englisch Türkisch wörterbuch

here
burda

Tom'u burdan uzaklaştır. - Get Tom away from here.

Sen burda bir öğrenci değil misin? - Aren't you a student here?

here
bunda

Üç aydır buradayım ve şimdiye kadar bundan hoşlandım. - I've been here three months, and so far I've enjoyed it.

Bana bunda yardım etmek için burada olmana memnun oldum. - I'm glad you're here to help me with this.

here
(Bilgisayar) burayı

lütfen burayı imzalar mısınız? - Could you sign here, please?

Tom Mary'nin burayı seveceğini umut ediyor. - Tom hopes Mary likes it here.

here
Here goes! işte başlıyorum
here
işte

İşte e-posta adresim. - Here's my email address.

Merhaba, benim bir rezervasyonum var, adım Kaori Yoshikawa. İşte onay kartı. - Hello, I have a reservation, my name is Kaori Yoshikawa. Here is the confirmation card.

here
burada

Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın. - Please don't leave valuable things here.

Siz burada bir öğretmen misiniz yoksa bir öğrenci misiniz? - Are you a teacher or a student here?

here
buraya

Buraya taşındığımızdan beri beş yıl geçti. - It is five years since we moved here.

Arabanızı buraya park edemezsiniz. - You can't park your car here.

here
hey

Hey, lütfen bana burada yardım eder misin? - Hey, could you give me a hand over here, please?

Hey, sen burada ne yapıyorsun? - Hey, what are you doing here?

here
geldin mi? işte! Look here
here
halihazIrda
here
z. burada; buraya; burası
here
bu dünyada
here
Ha
here
BurayaBaksana
here
here and there şurada burada
here
bu hayatta
here
şimdiki halde
Englisch - Englisch
here
in this place; you see (for drawing attention); behold
Favoriten