Eğer öyleyse, o zaman ne yaparız?
- If so, then what do we do?
Eğer öyleyse hiç de sorun olmamalı, değil mi?
- If so, it shouldn't be any problem at all, should it?
Eğer bir şey bir elmaysa, öyleyse o ya kırmızıdır ya da yeşildir ya da muhtemelen her ikisi.
- If something is an apple, then it's either red or green, or possibly both.
Güzel kadınlar genç ölür- ya da öylesine demişler. Eğer öyleyse benim karım uzun bir hayat yaşayacak.
- Beautiful women die young - or so the saying goes. If so then my wife is going to live a long life.