in the sleep of death

listen to the pronunciation of in the sleep of death
Englisch - Türkisch

Definition von in the sleep of death im Englisch Türkisch wörterbuch

asleep
uykuya

Yuriko deniz biyolojisinden mezun bir öğrenci, bir balık tankının içinde uykuya daldı ve ahtapotlar ve deniz yıldızları ile kaplı olarak uyandı. - Yuriko, a marine biology grad student, fell asleep inside a fish tank and awoke covered in octopuses and starfish.

Sadako uykuya dalmadan önce hızlı bir şekilde kağıdı katlamayı denedi. - Quickly Sadako tried to fold the paper before she fell asleep.

asleep
{s} uykuda: The guards were asleep. Bekçiler uykudaydı
asleep
{s} tembel
asleep
uyuşmuş/uykuda
asleep
uykuda olan
asleep
Ayağım uyuşmuş
asleep
uyurken

Biz çocuğu mışıl mışıl uyurken bulduk. - We found the boy sound asleep.

O uyurken içeri bir hırsız girdi. - A burglar broke in while he was asleep.

asleep
duygusuz
asleep
uykuda

Yangın patlak verdiğinde, o derin uykudaydı. - When the fire broke out, he was dead asleep.

Yaşlı ayı derin uykuda. - The old bear is fast asleep.

asleep
hissiz
asleep
{s} uyuşuk
asleep
{s} uyuşmuş

Onun ayakları uyuşmuştu. - His feet were asleep.

Tom'un bacağı uyuşmuştu bu yüzden ayağa kalkamadı. - Tom's leg had fallen asleep so he couldn't stand up.

asleep
uyumakta

Tom uyumaktan kendini alamadı. - Tom couldn't help falling asleep.

asleep
{s} uyuyan

Mary çocuğu uyuyana kadar bekliyordu. - Mary had been waiting till her child fell asleep.

Tom uyuyana kadar beklemem gerekti. - I had to wait until Tom was asleep.

Englisch - Englisch
asleep
in the sleep of death

    Silbentrennung

    in the Sleep of death

    Türkische aussprache

    în dhi slip ıv deth

    Aussprache

    /ən ᴛʜē ˈslēp əv ˈdeᴛʜ/ /ɪn ðiː ˈsliːp əv ˈdɛθ/
Favoriten