Bir anlamda haklısın.
- You're right in a sense.
Ben bir anlamda asabiyim.
- I am nervous in a sense.
Sanırım onun söylediği bir bakıma doğru.
- I think what he said is true in a sense.
Bir bakıma, yanılıyorsun.
- In a sense, you are wrong.
... And so in a sense, all the computers we have in the ...
... So it kind of made sense to me why these people were sick. ...