O varlıklı görünüyor fakat aslında değil.
- He looks wealthy, but actually he's not.
Erken yatıp ve erken kalkmak, bir adamı sağlıklı, varlıklı ve bilge yapar.
- Early to bed and early to rise, makes a man healthy, wealthy and wise.
Zenginlik için fazla arzum yok.
- I don't have much desire for wealth.
Zenginlik ve şöhret umurumda değil.
- I don't care for wealth and fame.
Serveti nedeniyle, o, o kulübün bir üyesi olabildi.
- Because of his wealth, he was able to become a member of that club.
Servetin adil bir biçimde dağıldığı bir toplum hayal ediyorum.
- I dream of a society whose wealth is distributed fairly.
O, mal varlığından memnun değil.
- He is none the happier for his wealth.