Konuşmasının ortasında bayıldı.
- He fainted in the midst of his speech.
Amerika aşırı dozda bir ilaç salgınının ortasında.
- America is in the midst of a drug overdose epidemic.
Ruhun karanlık gecesi hayatın ortasındaki ölümdür.
- The dark night of the soul is death in the midst of life.
Tom felaketin ortasında her zaman hakkında gülecek bir şey bulan kişi türüdür.
- Tom is the kind of person that, in the midst of disaster, always finds something to laugh about.