Normalde saat 6.00 da kalkarım.
- I normally get up at 6 o'clock.
Dünya'da böyle çok insan vardır. Normalde onlar cesur değildir. Hava karardıktan sonra, onlar cesur olur.
- There are many people like this in the world. Normally, they're not brave. After getting drunk, they turn brave.
Normal olarak yemediğim masadaki tek şey sarı tabaktaki şeydir.
- The only thing on the table that I normally wouldn't eat is that stuff on the yellow plate.
Normal olarak bu kadar sessiz misin?
- Are you normally this quiet?
Bir cümlenin genellikle öznesi ve yüklemi vardır.
- A sentence normally has a subject and a verb.
Şimşek genellikle gök gürültüsüne eşlik eder.
- Lightning normally accompanies thunder.
Lisa ate normally, until she realised that she was late for choir, when she sped up.