Onun için bir şekilde suçlu olmak zorundasın.
- You have to be somewhat to blame for that.
Etrafta hiç kimse yokken, gece bir şekilde korkutucu oluyor.
- When there are no men around, the night is somewhat spooky.
Tom biraz hayal kırıklığı uğramış gibi görünüyordu.
- Tom seemed to be somewhat disappointed.
Çamaşır makinesi biraz bozuk.
- The washing machine is somewhat out of order.
Bu konuda yapılan araştırma oldukça şüpheli.
- Research in this area is somewhat equivocal.
Bu sabah hava bir parça soğuk geliyor.
- The air feels somewhat cold this morning.
Bu, birazcık bağımsız olduklarını ispatlamaya çalıştıkları içindir.
- This is because they are trying to prove they are somewhat independent.
... with a demonstration that values to some degree subjective as the sales went up ...
... mean-- to some degree, especially us ...