Tom'u şahsen tanırım.
- I know Tom personally.
Tom'la şahsen konuşmam lâzım.
- I need to speak to Tom personally.
Bunu kişisel olarak alma, Tom.
- Don't take it personally, Tom.
Kişisel olarak, bundan hoşlandım.
- Personally, I liked this one.
Onunla bizzat ilgileneceğim.
- I'll take care of it personally.
Onu bizzat alıyor gibi görünüyordu.
- Tom seemed to take it personally.