Onları herhangi bir yerde görmedim.
- I haven't seen them anywhere.
Tom şu anda herhangi bir yerde çalışmıyor.
- Tom isn't currently working anywhere.
Bağırmak ve çığlık atmak seni hiç bir yere götürmez.
- Yelling and screaming is not going to get you anywhere.
Başka hiç bir yere gidemem.
- I can't go anywhere else.
Bu yüzük hiçbir yerde bulunmayacaktı.
- The ring was not to be found anywhere.
Tom Mary'yi hiçbir yerde görmedi.
- Tom didn't see Mary anywhere.
Tom nadiren her yere yürür.
- Tom rarely walks anywhere.
Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.
- His daughter is eager to go with him anywhere.
Kızı onunla birlikte herhangi bir yere gitmeye isteklidir.
- His daughter is eager to go with him anywhere.
Onu herhangi bir yere koyabilirsin.
- You can put it anywhere.
Onu herhangi bir yere koyabilirsin.
- You can put it anywhere.
Kızı onunla birlikte herhangi bir yere gitmeye isteklidir.
- His daughter is eager to go with him anywhere.
Herhangi bir yerde evinizdeymiş gibi hisseder misiniz?
- Do you feel at home anywhere?
Tom herhangi bir yerde yaşayabileceğini sandığını söylüyor.
- Tom says he thinks he could live anywhere.
I'd rather be anywhere else.