Onun gelme ihtimaline karşı hazır olsan iyi olur.
- You had better be ready in case he comes.
Geç kalma ihtimaline karşın acele et.
- Make haste in case you are late.
Yangın olduğu takdirde bu butona bas!
- Push this button in case of fire!
Gelemediği takdirde, onun yerini almak zorunda kalacaksınız.
- You'll have to take his place in case he can't come.
Beni aramak istersin diye telefonumu bırakacağım.
- I'll leave my number in case you want to call me.
Yangın olursa diye el altında her zaman bir kova su bulundur.
- Always keep a bucket of water handy, in case of fire.
Bir deprem durumunda, gazı kapatın.
- In case of an earthquake, turn off the gas.
Yangın durumunda, 119'u çevir.
- In case of fire, dial 119.
Birçok durumda, onu yapmak imkansız.
- In many cases, doing that is impossible.
In case of emergency, break glass.