Eninde sonunda kim karar verecek?
- Who will ultimately decide?
Sonuçta istasyona koştum ve bir şekilde tam vaktinde oraya ulaştım.
- In the end I ran to the station, and somehow got there on time.
Sonuçta, Jane onu satın almadı.
- In the end, Jane didn't buy it.
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
- So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
Sonuçta, okula gitmeye son verdi.
- Ultimately, he ended up going to school.
Sonunda o, yoluna girecek.
- It'll come right in the end.
O sonunda İngiltere'ye geri döndü.
- She went back to England in the end.