in kenntnis gesetzt

listen to the pronunciation of in kenntnis gesetzt
Englisch - Türkisch

Definition von in kenntnis gesetzt im Englisch Türkisch wörterbuch

informed
haberdar

Gidişinden beni haberdar etti. - She informed me of her departure.

Tom bundan haberdar edildi mi? - Has Tom been informed of this?

informed
{s} bilgili

Tom her zaman beni bilgili tuttu. - Tom has always kept me informed.

O, bilgili bir insandır. - He is a well informed person.

informed
bilgilendirilmiş
advised
{s} tedbirli
informed
{f} bilgilendir

Kendimi bilgilendirmek için gazete okurum. - I read the newspaper to keep myself informed.

O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi. - She informed him of her arrival.

advised
tavsiye etti

George o kadar yorgundu ki doktoru ona kendisine daha iyi bakmasını tavsiye etti. - George was so tired that his doctor advised him to take better care of himself.

Müzik öğretmenimiz bana Viyana'yı ziyaret etmemi tavsiye etti. - Our music teacher advised me to visit Vienna.

instructed
öğretici
advised
{s} iyice düşünülmüş
advised
tavsiye et

Ben ona dinlenmesini tavsiye ettim. - I advised him to take a rest.

George o kadar yorgundu ki doktoru ona kendisine daha iyi bakmasını tavsiye etti. - George was so tired that his doctor advised him to take better care of himself.

advised
{s} düşünceli
informed
{s} haberi olan
informed
{s} bilgili, haberli
informed
{s} bilgi alan
informed
{s} aydın
informed
{s} tahsilli
Deutsch - Englisch
informed
briefed on
instructed
minuted about
advised