Polis kazadan bizi haberdar etti.
- The police informed us of the accident.
Neden haberdar değildim?
- Why was I not informed?
Biz seni bilgili tutacağız.
- We'll keep you informed.
Bizi bilgili tuttuğun için teşekkürler.
- Thanks for keeping us informed.
O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.
- She informed him of her arrival.
O, plandaki değişiklikler hakkında beni bilgilendirdi.
- He informed me about the changes in the plan.
George o kadar yorgundu ki doktoru ona kendisine daha iyi bakmasını tavsiye etti.
- George was so tired that his doctor advised him to take better care of himself.
Müzik öğretmenimiz bana Viyana'yı ziyaret etmemi tavsiye etti.
- Our music teacher advised me to visit Vienna.
Müzik öğretmenimiz bana Viyana'yı ziyaret etmemi tavsiye etti.
- Our music teacher advised me to visit Vienna.
Erken bir başlangıcı tavsiye etti.
- He advised an early start.