Gidişinden beni haberdar etti.
- She informed me of her departure.
Polis kazadan bizi haberdar etti.
- The police informed us of the accident.
Biz seni bilgili tutacağız.
- We'll keep you informed.
Bu program sizin bilgili kalmanızı sağlar.
- This programme allows you to stay informed.
O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.
- She informed him of her arrival.
Polis kazayla ilgili bizi bilgilendirdi.
- The police informed us of the accident.
Müzik öğretmenimiz bana Viyana'yı ziyaret etmemi tavsiye etti.
- Our music teacher advised me to visit Vienna.
Erkek kardeşim bana sigara içmeyi bırakmamı tavsiye etti.
- My brother advised me to stop smoking.
Ben ona dinlenmesini tavsiye ettim.
- I advised him to take a rest.
George o kadar yorgundu ki doktoru ona kendisine daha iyi bakmasını tavsiye etti.
- George was so tired that his doctor advised him to take better care of himself.