Saatler içinde, diğer bankaların çoğu kapanmak zorundaydı.
- Within hours, many of the other banks had to close.
Truman, Beyaz Saray'a dakikalar içinde ulaştı.
- Truman arrived at the White House within minutes.
İçeriden bir çığlık duyduğuna şaşırmıştı.
- He was surprised to hear a cry from within.
Truman, Beyaz Saray'a dakikalar içinde ulaştı.
- Truman arrived at the White House within minutes.
Üç gün içinde cevap vereceğim.
- I will answer within three days.
Üç gün içinde cevap vereceğim.
- I will answer within three days.
O bir hafta içinde geri dönecek.
- She will be back within a week.
Gelirine uygun bir şekilde yaşamak için ekstra giderleri kısmalısın.
- You must cut down on extra expenses in order to live within your means.
Gelirine uygun bir şekilde harca.
- Spend within your means.
Bu konu bizim çalışma kapsamında değildir.
- This subject is not within the scope of our study.
İçeriden bir çığlık duyduğuna şaşırmıştı.
- He was surprised to hear a cry from within.
Telefon aramasından sonra üç dakika içerisinde polisler Tom'un kapısındaydılar.
- The police were at Tom's door within three minutes after the phone call.
Görünüşe göre, biz iki ay içerisinde bir artış alacağız.
- Apparently, we'll be getting a raise within two months.