Emily ile beraber gitmek istiyorum.
- I want to go together with Emily.
Film izlemek için sinemaya gitmezsiniz. Daha ziyade, iki yüz kişi ile birlikte gülmek ve ağlamak için sinemaya gidersiniz.
- You don't just go to the cinema to watch films. Rather, you go to the cinema in order to laugh and cry together with two hundred people.
Baba oğlu ile birlikte, ne kadar rahat!
- The father is together with his son, how cozy it is!
Tom Mary ile geri döndü.
- Tom got back together with Mary.
Yapıştırıcı ile iki kağıt yaprağını birbirine yapıştırdım.
- I stuck two sheets of paper together with paste.