O, takriben benimle aynı yaştadır.
- She's about the same age as I am.
Takriben senin yaşındayız.
- We are about your age.
İnsanlara Lise yıllarında en çok pişman olduğunuz şey nedir? diye sorduğumda, hemen hemen hepsi aynı şeyi söylerler: Zamanımızın çoğunu boşa harcadık.
- When I ask people what they regret most about high school, they nearly all say the same thing: that they wasted so much time.
Hemen hemen her şeye alışabilirim.
- I can get used to just about anything.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Beynin fonksiyonu hakkında çalışıyorlar.
- They study about the function of the brain.
Aşağı yukarı katlanabileceğimin hepsi bu kadar.
- This is about all I can put up with.
Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar?
- About how much would it cost to have this chair repaired?
Öyle şeyler konusunda bilgim yok.
- I don't know about things like that.
O fiyat değişikliği konusunda bir uyarı koydu.
- He put up a notice about the change in price.
Bahçenin etrafında yüksek bir duvar vardı.
- There was a high wall about the garden.
Çocuklarını etrafında topladı.
- She gathered her children about her.
Bir parça kağıdın üzerine, yanınızda oturan kişi hakkında hoşlandığınız bir şey yazın lütfen.
- Please write, on a piece of paper, something you like about the person sitting next to you.
Tom, Vikingler'in dünya tarihine etkileri üzerine beş dakikalık bir sunum yaptı.
- Tom gave a five-minute presentation about the influence of the Vikings on world history.
Onun evi buralarda bir yerde.
- His house is somewhere about here.
Buralarda manzara çok güzeldir.
- The scenery about here is very beautiful.
Yaşlı adam şapkası için etrafına bakındı.
- The old man looked about for his hat.
O, evin etrafına bakındı.
- He looked about the house.
I have also adopted a stance, familiar from consumer culture, which suggests that the goods under question can do anything under the sun.
Is not this sudden interest in capturing CO2 — and it has been about for a little while — simply another hidey-hole for the government to creep into?.
This magazine is really rare, as only 20 copies are believed to be in existence.
... claims to existence, and the role, and so on. ...
... %uh existence because the mathematics which they've got an elegant ...