in equal degree or extent.

listen to the pronunciation of in equal degree or extent.
Englisch - Türkisch

Definition von in equal degree or extent. im Englisch Türkisch wörterbuch

equally
eşit olarak

Pastayı eşit olarak paylaşmak zorundasın. - You have to share the cake equally.

Aile arazisinin geniş alanını çocuklar arasında eşit olarak böleceğiz. - We will divide the large area of family land equally between our children.

equally
eşit ölçüde

Beyaz erik brendisi bir kompostoda eşit ölçüde lezzetlidir. - Mirabelles are equally delicious in a compote.

Her dil konuşanları için eşit ölçüde değerli ve kıymetlidir. - Every language is equally precious and valuable to its speakers.

equally
aynı derecede

Onlar aynı derecede zor taleplerde bulundular. - They made equally tough demands.

Her ikisi de aynı derecede makul. - Both are equally plausible.

equally
eşit bir biçimde
equally
aynı derecede/eşit olarak
equally
müsavi olarak
Englisch - Englisch
equally

The gas stations are equally far from the highway.

in equal degree or extent.
Favoriten