Sana gece geç saatlerde Çellonu çalmamanı söyledim, fakat çaldın ve şimdi komşular şikâyet etti.
- I told you not to play your cello late at night, but you did and now the neighbors have complained.
Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.
- Most young adults enjoy going out at night.
Büyükannem gece huzur içinde öldü.
- My grandmother went peacefully in the night.
Ben gece rüya görmedim.
- I didn't dream in the night.
Tom geceleyin göğsünün ortasında yanan bir ağrı ile uyandı.
- Tom woke up in the night with a burning pain in the middle of his chest.
Geceleyin bir kez daha aynı rüyayı gördüm.
- In the night, I once again had the same dream.
My grandmother went peacefully in the night.
- Meine Großmutter ist in der Nacht friedlich verstorben.
Tom stubbed his toe when he got up in the night to go to the toilet.
- Tom hat sich den Zeh gestoßen, als er in der Nacht aufstand, um sich zur Toilette zu begeben.
Well, the night is quite long, isn't it?
- Nun gut, die Nacht ist sehr lang, oder?
I'd like to stay for one night.
- Ich möchte eine Nacht bleiben.