Hepimiz onun hatalı olduğunu bilsek bile, Tom her zaman haklı olduğunu iddia eder.
- Tom always insists that he's right even when we all know that he's wrong.
O hep soluk görünüyor.
- She always looks pale.
Her zaman şarkı söylüyorsun.
- You're always singing.
Bill her zaman dürüsttür.
- Bill is always honest.
Daima sözlüğünü el altında bulundur.
- Always have your dictionary close at hand.
Daima doğruyu söyledim.
- I've always told the truth.
Ne olursa olsun elimden gelenin en iyisini yapacağım.
- In any event, I will do my best.
Her halükarda, yarın gideceğim.
- I will leave tomorrow, in any event.
I thought I could always go back to work.