in all places; everywhere

listen to the pronunciation of in all places; everywhere
Englisch - Türkisch

Definition von in all places; everywhere im Englisch Türkisch wörterbuch

wherever
nerede ise
wherever
nereye

O nereye giderse ünü onunla birlikte gider. - His reputation goes with him wherever he goes.

O nereye giderse etrafında mutluluk yayar. - He radiates happiness around wherever he goes.

wherever
nerede

Tom nerede isterse yiyebilir. - Tom may eat wherever he wants to.

Dışarı çık, dışarı çık, neredeysen! - Come out, come out, wherever you are!

wherever
her nereye

O her nereye gitse, köpek onu izledi. - The dog followed him wherever he went.

Her nereye gitse, oldukça sevilir. - Wherever she goes, she is well liked.

wherever
her nerede

Her nerede söylersen, Tom. - Wherever you say, Tom.

wherever
bağ. (Zarf olarak kullanılan yancümlenin başında bulunur.): Go wherever you like. Nereye istersen git. Wherever possible she tries to help
wherever
(bağlaç) nerede olursa, her nerede, her nereye
wherever
her nere

Her nereye gitse, oldukça sevilir. - Wherever she goes, she is well liked.

Her nereye gitsem kameramı yanımda götürürüm. - I take my camera with me wherever I go.

wherever
conj. nerede olursa
wherever
nerede olursa

Nerede olursa olsun baskıyla mücadele etmek için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız. - We must do everything we can to fight oppression wherever it occurs.

Biz nerede olursa olsun bize yöneltilen teröre hızlı ve kararlı bir şekilde cevap yeteneğine sahip olacağız. - We shall have the ability to respond rapidly and decisively to terrorism directed against us wherever it occurs.

Englisch - Englisch
wherever
in all places; everywhere
Favoriten