in all places; everywhere

listen to the pronunciation of in all places; everywhere
Englisch - Türkisch

Definition von in all places; everywhere im Englisch Türkisch wörterbuch

wherever
nerede ise
wherever
nereye

O nereye giderse etrafında mutluluk yayar. - He radiates happiness around wherever he goes.

O nereye giderse kaybolur. - He gets lost wherever he goes.

wherever
nerede

Sen onun için nerede oda bulabilirsen kutuyu koy, lütfen. - Put the box wherever you can find room for it, please.

Her nerede söylersen, Tom. - Wherever you say, Tom.

wherever
her nereye

Her nereye gitsem kameramı yanımda götürürüm. - I take my camera with me wherever I go.

Her nereye gitsem köpek beni izler. - The dog follows me wherever I go.

wherever
her nerede

Her nerede söylersen, Tom. - Wherever you say, Tom.

wherever
bağ. (Zarf olarak kullanılan yancümlenin başında bulunur.): Go wherever you like. Nereye istersen git. Wherever possible she tries to help
wherever
(bağlaç) nerede olursa, her nerede, her nereye
wherever
her nere

Her nereye gitse, oldukça sevilir. - Wherever she goes, she is well liked.

Her nereye gitsem köpek beni izler. - The dog follows me wherever I go.

wherever
conj. nerede olursa
wherever
nerede olursa

Nerede olursa bir şekerleme yapabilirim. - I can take a nap wherever.

Nerede olursa olsun baskıyla mücadele etmek için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız. - We must do everything we can to fight oppression wherever it occurs.

Englisch - Englisch
wherever
in all places; everywhere
Favoriten