O, güzelin dışında bir şey.
- That is something other than beautiful.
Tom öğrenciyken ders kitaplarının dışında bir şey okuyacak zamanı yoktu.
- Tom had never had time to read anything other than textbooks when he was a student.
Seninki hariç tüm denemeler iyiydi.
- All the essays, other than yours, were good.
Tom, onun adından başka Mary hakkında bir şey bilmiyor.
- Tom doesn't know anything about Mary, other than her name.
Jim'den başka onu gören biri var mı?
- Did anybody other than Jim see her?