İlişkimiz tam anlamıyla profesyonel.
- Our relationship is strictly professional.
Bu kesinlikle aramızdadır.
- This is strictly between us.
Ender vahşi hayvanların bu ülkeye ithalatı kesinlikle yasaklanmıştır.
- The importation of rare wild animals to this country is strictly prohibited.
Bu, açıkçası, bir hata.
- This is, strictly speaking, a mistake.
Açıkçası dünya yuvarlak değil.
- Strictly speaking, the earth is not round.
Doğrusunu istersen, domates sebze değildir, bilakis meyvedir.
- Strictly speaking, tomatoes aren't vegetables, but rather fruits.