Tom geriye tökezledi.
- Tom stumbled backwards.
Arabayı geriye doğru park etmek neden ileriye doğru park etmekten daha kolaydır?
- Why is it easier to park the car backwards than forwards?
Alfabeyi tersten oku.
- Say the alphabet backwards.
Öğrenciler öğretmenin kazağını ters giydiğini gördüklerinde alçak sesle güldüler.
- The students laughed under their breath when they saw that the teacher had put on his sweater backwards.
Hayat sadece geriye doğru anlaşılabilir ama ileriye doğru yaşanmalıdır.
- Life can only be understood backwards, but it must be lived forwards.
Tom geriye doğru yürüyor.
- Tom is walking backwards.
Tom geriye doğru yürüyor.
- Tom is walking backwards.
Tom geriye adım attı.
- Tom stepped backwards.
Belki bütün bunu tersine yapıyoruz.
- Maybe we're doing this all backwards.