in a full degree; to a full extent.

listen to the pronunciation of in a full degree; to a full extent.
Englisch - Türkisch

Definition von in a full degree; to a full extent. im Englisch Türkisch wörterbuch

fully
tamamıyla

Onun tamamıyla farkındayım. - I'm fully aware of that.

Tom'la konuyu tamamıyla görüşmek için zamanım yoktu. - I haven't had time to fully discuss the matter with Tom.

fully
tamamen

Ben tamamen tehlikenin farkındaydım. - I was fully alive to the danger.

Masumiyetinden tamamen eminim. - I am fully convinced of your innocence.

fully
tam olarak/en az
fully
en azından
fully
iyicene
fully
tamamiyle
fully
iyiden iyiye
fully
tümüyle
fully
tam olarak

O, ne gördüğünü polise tam olarak bildirdi. - He reported fully what he had seen to the police.

Durumun öneminin tam olarak farkındayım. - We are fully aware of the importance of the situation.

fully
en az
fully
bütünüyle
fully
iyice
fully
uzun uzadıya
fully
tam

Ben tamamen tehlikenin farkındaydım. - I was fully alive to the danger.

Kazanın sebebi olduğunun tamamen farkındadır. - He fully realizes that he was the cause of the accident.

fully
z tamamen
fully
dört dörtlük
Englisch - Englisch
fully

The lobule margins, furthermore, are arched away from the lobe, with the consequence that (when fully inflated) the abaxial leaf surface forms the interior lining of the lobule.

in a full degree; to a full extent.
Favoriten