Tom oldukça akıcı biçimde Fransızca konuştu.
- Tom spoke French quite fluently.
Tom Fransızcayı akıcı biçimde konuşur mu?
- Does Tom speak French fluently?
Onun bir Amerikan vatandaşı kadar akıcı bir biçimde İngilizce konuştuğunu duydum.
- I heard her speaking English as fluently as a citizen of the USA.
Akıcı bir biçimde Fransızca konuşuyor gibi görünüyorsun.
- You seem to speak French fluently.
O, akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor.
- He speaks English fluently.
Naomi kadar akıcı bir şekilde İngilizce konuşamam.
- I can't speak English as fluently as Naomi.