Tüm çabalarımız boşunaydı.
- All our efforts were in vain.
Ben onunla boşuna dost kalmaya çalıştım.
- I tried to keep in with her in vain.
Ağlamamak için boş yere çabaladı.
- She tried in vain not to cry.
Ben onu bir daha sigara içmemesi için boş yere ikna etmeye çalıştım.
- I tried in vain to persuade him not to smoke any more.
Thou shalt not take the name of the LORD thy God in vain.