in a direction to, nearly

listen to the pronunciation of in a direction to, nearly
Englisch - Türkisch

Definition von in a direction to, nearly im Englisch Türkisch wörterbuch

towards
-e doğru
towards
{e} e doğru
towards
{e} karşı

Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir. - All human beings are born free and equal in dignity and rights. They are endowed with reason and conscience and should act towards one another in a spirit of brotherhood.

Onlar müslümanlara karşı bir müslümanın düşmanına karşı asla davranmadığı şekilde davranıyor. - They behave towards Muslims in a way in which a Muslim would never behave towards his enemy.

towards
sularında
towards
doğrultusunda
towards
ile ilgili
towards
-e karşı
towards
akşam üzeri
towards
tarafına doğru

Tom Mary ile ilgilenmediğini söyledi fakat o her zaman onun bulunduğu odanın tarafına doğru bakıyor gibi görünüyordu. - Tom said he wasn't interested in Mary, but he seemed to always be looking towards the side of the room where she was.

towards
{e} bak. toward
towards
{e} yönünde
towards
için

O,ona karşı sevgisini kaybettiği için değil onu sevdiği için saçını kestirdi. - She got her hair cut because she likes it not because she had lost her love towards it.

Biz hepimiz kendi aramızda ve hayvanlara karşı eşitlik için çabalamalıyız. - We should all strive for equality amongst ourselves and towards animals.

towards
doğru

Kadın sandalyeden kalktı ve kapıya doğru baktı. - The woman stood up from the chair and looked towards the door.

Yol batıya doğru hafifçe kıvrılır. - The road curves gently towards the west.

towards
towards evening akşama doğru
towards
{e} e yakın
towards
{e} e karşı
towards
yakın
Englisch - Englisch
{a} towards
in a direction to, nearly
Favoriten