Özenle hazırladığım konuşmamı yaptım.
- I gave my carefully prepared speech.
Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı.
- The policeman lifted the box carefully.
Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
- I'm the type who likes to think things over very carefully.
Tom belgeleri dikkatle inceledi.
- Tom looked over the documents carefully.
Talimatları dikkatle okursanız, yanlış yapmazsınız.
- You can't go wrong if you read the instructions carefully.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.
Bir bakıma, Susie anneme benziyor.
- In a way, Susie seems like my mother.
Sizin fikirleriniz bir bakıma doğru.
- Your opinions are right in a way.