Özenle hazırladığım konuşmamı yaptım.
- I gave my carefully prepared speech.
Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.
- He prepared his speech very carefully.
Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı.
- The policeman lifted the box carefully.
Biz bir tek kelime kaçırmamak için dikkatle dinledik.
- We listened carefully in order not to miss a single word.
Tom belgeleri dikkatle inceledi.
- Tom looked over the documents carefully.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.
Bir bakıma, hatalısın.
- In a way, you're wrong.
Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.
- Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.