Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
- Tom is working hard to improve his English.
Tom gerçekten geliştirmek istiyor.
- Tom really wants to improve.
Macarcamı ilerletmek istiyorum.
- I'd like to improve my Hungarian.
Japonca telaffuzumu ilerletmek istiyorum.
- I wanted to improve my Japanese pronunciation.
Öğrenci ilerlemek zorunda.
- The pupil has to improve.
Sarımsak yemeğin lezzetini artırmak için kullanılır.
- Garlic is used to improve the taste of food.
Dan eski kütüphanesini iyileştirmek için yerel vakıflardan fon aldı.
- Dan received funds from local foundations to improve his old library.
Dan, diğerlerinin yaşamını iyileştirmek istedi.
- Dan wanted to improve the lives of others.
Durumu düzeltmek için daha çok çalışmalıyız.
- To improve the situation, we must work harder.
İngilizce telaffuzumu geliştirmek istiyorum.
- I would like to improve my English pronunciation.
Tom gerçekten geliştirmek istiyor.
- Tom really wants to improve.
Eğer gayret edersen İngilizceni geliştirebilirsin.
- You can improve your English if you try.
Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
- Tom is working hard to improve his English.
İlerleme için yer var.
- There's room for improvement.
Öğrenci ilerlemek zorunda.
- The pupil has to improve.
... better, and to use the data we have to improve it, to use the ...
... and improve how we train our principals and our teachers. ...