Ben gerçekten onu hayran bırakmak istiyorum.
- I really want to impress him.
Ben gerçekten onları hayran bırakmak istiyorum.
- I really want to impress them.
Seni etkilemek istiyordum.
- I wanted to impress you.
Beni etkilemekten asla vazgeçmiyorsun.
- You never cease to impress me.
Sergi çok etkileyiciydi.
- The exhibition was very impressive.
Manzaradan derinden etkilendim.
- I was deeply impressed by the scenery.
Sergi çok etkileyiciydi.
- The exhibition was very impressive.
Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim.
- I was impressed by the general knowledge of Japanese students.
Onun akademik başarıları etkileyicidir.
- His academic achievements are impressive.
Onu çok etkileyici buluyorum.
- I find her very impressive.
Sana o izlenimi vermeyi kastetmemiştim.
- I didn't mean to give you that impression.
O, banka yöneticisinde olumlu bir izlenim bıraktı.
- He made a favorable impression on his bank manager.
O, banka yöneticisinde olumlu bir izlenim bıraktı.
- He made a favorable impression on his bank manager.
Amerika izleniminiz nedir?
- What is your impression of America?
Bugünün Pekin'i bende çok derin bir etki bıraktı ve merakımı uyandırdı.
- Today's Beijing has given me a very deep impression and aroused my curiosity.
O iyi bir etki yaptı.
- He made a good impression.
Tom'un mükemmel ahlakı, Meryem'in anne babasında büyük bir intiba bıraktı.
- Tom's impeccable manners made a big impression on Mary's parents.
Tom etkilenmiş görünüyor.
- Tom sounds impressed.
Onun yeni kitabından oldukça etkilenmiştik.
- We were very impressed by his new book.
Onun hakkında izlenimlerin neydi?
- What were your impressions of it?
İlk izlenimler en kalıcı olanlardır.
- First impressions are the most lasting.
Doğruyu söylemediğin kanısındayım.
- I get the impression that you aren't telling the truth.
Genç insanlar çok hassastır.
- Young people are very impressionable.
O zamanlar genç ve hassastım.
- I was young and impressionable at that time.
İlk izlenimler en kalıcı olanlardır.
- First impressions are the most lasting.
İlk izlenimler önemlidir.
- First impressions matter.
O çağlayanlar etkileyici bir şekilde büyüktür.
- Those rapids are impressively large.
You impressed me with your command of Urdu.
Such admonitions, in the English of the Authorized Version, left an indelible impress on imaginations nurtured on the Bible .
We impressed our footprints in the wet cement.
That first view of the Eiger impressed itself on my mind.
The liner was impressed as a troop carrier.
Henderson impressed in his first game as captain.
We know that you were pressed for money, that you took an impress of the keys which your brother held .
The press gang used to impress people into the Navy.
His head made an impression on the pillow.
What is your impression of Beatles' music?.