Onun kaba cevabından dolayı, o kızdı ve onun yüzüne tokat attı.
- Because of his impolite reply, she got angry and slapped his face.
Kimse kaba satıcıları sevmez.
- Nobody likes impolite salesmen.
Tom terbiyesizce konuşur.
- Tom spoke impolitely.
Tom için önemli olan tek şey, bizim onun patronuna karşı terbiyesiz olmamamızdı.
- The only thing that mattered to Tom was that we weren't impolite to his boss.
Onlar çok iyi tanımadıkları biriyle aynı fikirde olmamayı kabalık olarak düşünüyorlar.
- They consider it impolite to disagree with someone they don't know very well.
Onun davetini geri çevirmen büyük kabalık.
- It is very impolite of him to decline their invitation.