immerzu

listen to the pronunciation of immerzu
Deutsch - Türkisch
sürekli olarak, boyunca, mütemadiyen
Englisch - Türkisch

Definition von immerzu im Englisch Türkisch wörterbuch

always
hep

Ben her zaman kardeşlere sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu hep merak ettim. - I've always wondered what it'd be like to have siblings.

O, o günlerde hep içki içiyordu. - He was always drinking in those days.

all the time
hep

Anlamıyorum. Niye hep onunla takılıyorsun? - I don't understand. Why do you hang out with her all the time?

Ben bunu hep yaparım. - I do it all the time.

always
her zaman

Her zaman şarkı söylüyorsun. - You're always singing.

Her zaman dürüst olmak kolay değildir. - To be always honest is not easy.

always
daima

Futbol basit bir oyundur. 22 kişi bir topun peşin koşar ve sonunda da daima Almanlar kazanır. - Football is a simple game. 22 men chase a ball for 90 minutes, and at the end the Germans always win.

Daima doğruyu söyledim. - I've always told the truth.

all the time
her zaman

The New York Times onun galerisini her zaman eleştirir. - The New York Times reviews her gallery all the time.

O her zaman orada kaldı. - He stayed there all the time.

always
herdem
all the time
ıf.sürece: prep.her zaman
all the time
boyuna
all the time
sürekli

Tom sürekli Mary hakkında düşünüyor. - Tom thinks about Mary all the time.

John sürekli hatalar yapıyordu. - John was making mistakes all the time.

always
hemişe
always
sonuna dek
always
durmadan
24/7
Yedi gün, yirmidört saat
24/7
24 / 7
always
tekrar tekrar
always
defalarca
always
boyuna
Deutsch - Englisch