Ben her zaman kardeşlere sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu hep merak ettim.
- I've always wondered what it'd be like to have siblings.
Hepimiz onun hatalı olduğunu bilsek bile, Tom her zaman haklı olduğunu iddia eder.
- Tom always insists that he's right even when we all know that he's wrong.
Her zaman altıda kalkarım.
- I always get up at six.
Her zaman dürüst olmak kolay değildir.
- To be always honest is not easy.
Daima doğruyu söyledim.
- I've always told the truth.
Daima sözlüğünü el altında bulundur.
- Always have your dictionary close at hand.
He always rides a black galloway. --Bulwer.
I thought I could always go back to work.
God is always the same.