Hepimiz onun hatalı olduğunu bilsek bile, Tom her zaman haklı olduğunu iddia eder.
- Tom always insists that he's right even when we all know that he's wrong.
O, o günlerde hep içki içiyordu.
- He was always drinking in those days.
Her zaman dürüst olmak kolay değildir.
- To be always honest is not easy.
Her zaman şarkı söylüyorsun.
- You're always singing.
Futbol basit bir oyundur. 22 kişi bir topun peşin koşar ve sonunda da daima Almanlar kazanır.
- Football is a simple game. 22 men chase a ball for 90 minutes, and at the end the Germans always win.
Bana daima yardım ettiniz.
- You've always helped me.
He always rides a black galloway. --Bulwer.
I thought I could always go back to work.
God is always the same.