Bu görüntüler güzeldirler.
- These images are beautiful.
Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.
- Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise.
Tom oğlunun yatak odasını kedi ve köpek resimleriyle boyadı.
- Tom painted his son's bedroom with images of dogs and cats.
Düşüncelerini resimlerle açıkladı.
- She explained her ideas with images.
Seçilmek istiyorsan kamusal imajını geliştirmek zorunda kalacaksın.
- If you want to get elected, you're going to have to improve your public image.
İmajını geliştiremez misin?
- Can't you enhance the image?
Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.
- The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.
- Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise.
Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
- Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
- Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
Heykeltıraş ahşabı Buda'nın görüntüsü şeklinde oydu.
- The sculptor carved wood into an image of Buddha.
Ev kelimesi bir çatısı ve tüten bacaları olan bir dikdörtgen binanın zihinsel görüntüsünü anımsatır, ki bu çimenlerle ve ağaçlarla çevrili olabilir ve mutlu bir aile tarafından oturulabilir.
- The word house evokes the mental image of a rectangular building with a roof and smoking chimney, which may be surrounded by grass and trees and inhabited by a happy family.
Heykeltıraş ahşabı Buda'nın görüntüsü şeklinde oydu.
- The sculptor carved wood into an image of Buddha.
Dünyanın Ay'dan görünümü, 20. yüzyılın simgesel görüntülerinden biridir.
- The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
Tom aynı görüntünün daha büyük versiyonunu görebilsin diye minyatür çizim üzerine tıkladı.
- Tom clicked on the thumbnail so he could see a larger version of the same image.
Şeytanın var olmadığını düşünüyorum, bence insanlık onu yarattı,kendi hayalinde ve tasvirinde
- I think the devil doesn't exist, but man has created him, he has created him in his own image and likeness.
Şeytanın var olmadığını düşünüyorum, bence insanlık onu yarattı,kendi hayalinde ve tasvirinde
- I think the devil doesn't exist, but man has created him, he has created him in his own image and likeness.
Ben onun o zaman ne kadar acımasız olduğunu hayal edemiyordum.
- I could not image how cruel he was at that time.
Biz Tanrı'nın suretinde yaratıldık.
- We were created in God's image.
Tanrı insanı kendi suretinde yarattı.
- God created man in his own image.
Onlar birbirlerinin benzeri.
- They are the spitting image of one another.
we look into a pair of eyes deep as our own, imaging our own, but all unconscious of us; to whom we for the time are become as spirits and invisible!.
... that come across your internet connection are images. ...
... I took four images of the same mountain. ...