The pilot hinted that it might be a UFO.
- Pilot onun bir UFO olabileceğini ima etti.
Tom hinted that we should pay for the room.
- Tom oda için ödememiz gerektiğini ima etti.
I didn't mean to imply otherwise.
- Başka türlü ima etmek istemedim.
I’m not implying anything.
- Hiçbir şey ima etmiyorum.