iktisat

Türkisch - Englisch

Definition von iktisat im Türkisch Englisch wörterbuch: economy; thrift; economy, thrift, saving; economics, economy; economics; economy; economy, thrift, saving; saving
iktisat bölümü: department of economics
iktisat fakültesi: the school of economics
iktisat ilmi: (Ticaret) political economy
iktisat kuramı: economic theory
iktisat yapmak: economize
iktisat anabilim dalı: (University) Department of economics
iktisat fakültesi: School of economics
iktisat nazırlığı: Ministry of Economy
iktisat nazırı: Minister of Economy
iktisat Fakültesi: the School of Economics (of Istanbul University)
iktisat bilimi: economics
iktisat bilimi: political economy
iktisat dili: (Ticaret) economics language
iktisat etmek/yapmak: to economize. İ
iktisat ilmi: economics
iktisat sosyolojisi: economy sociology
iktisat tarihçisi: economic historian
milli iktisat: (Politika, Siyaset) national economy
siyasi iktisat: (Ticaret) political economy
güdümlü ekonomi/iktisat: (a) planned economy
izmir iktisat kongresi: i. economic congress in izmir
post keynesci iktisat: (Ticaret) post-keynesian economics
uluslar arası iktisat: (Hukuk) international economy

Englisch - Englisch

Definition von iktisat im Englisch Englisch wörterbuch
normatif iktisat: İktisadi ilişkileri olan değil, olması gereken açısından inceleyen, iktisadi hayatta neyin olduğunu değil, neyin olması gerektiğini araştıran ve bulguları arasında toplumsal fayda açısından bir sıralama yapan iktisat dalı. Normatif iktisadın değer yargılarına yer verdiği, sonuçlarının test edilmesinin mümkün olmadığı, oysa pozitif iktisadın subjektif değer yargılarına yer vermediği, bulgularının doğru veya yanlışlığının ortaya konabildiği genellikle kabul edilmekle birlikte; esasen pozitif iktisadi çözümlemelerin de araçlar ve varsayımlar düzeyinde örtük olarak değer yargıları içerdiği, dolayısıyla hiç bir çözümlemede tam tarafsızlık ve objektiflikten bahsedilemeyeceği de savunulmaktadır

Türkisch - Türkisch

Definition von iktisat im Türkisch Türkisch wörterbuch: Ekonomi; (Osmanlı Dönemi) tutumluluk, birşeyi gâyesine en uygun şekilde kullanma
İKTİSAT: (Hukuk) Ekonomi, tutumlu olma, tutumluluk
iktisat nazırlığı: Ekonomi Bakanlığı
iktisat nazırı: Ekonomi Bakanı
normatif iktisat: İktisadi ilişkileri olan değil, olması gereken açısından inceleyen, iktisadi hayatta neyin olduğunu değil, neyin olması gerektiğini araştıran ve bulguları arasında toplumsal fayda açısından bir sıralama yapan iktisat dalı. Normatif iktisadın değer yargılarına yer verdiği, sonuçlarının test edilmesinin mümkün olmadığı, oysa pozitif iktisadın subjektif değer yargılarına yer vermediği, bulgularının doğru veya yanlışlığının ortaya konabildiği genellikle kabul edilmekle birlikte; esasen pozitif iktisadi çözümlemelerin de araçlar ve varsayımlar düzeyinde örtük olarak değer yargıları içerdiği, dolayısıyla hiç bir çözümlemede tam tarafsızlık ve objektiflikten bahsedilemeyeceği de savunulmaktadır
milli iktisat: Ulusal ekonomi

Englisch - Türkisch

iktisat

Silbentrennung

ik·ti·sat

Historie

Favoriten