iktidar

listen to the pronunciation of iktidar
Türkisch - Englisch
power

Power brings corruption. - İktidar yolsuzluğa neden olur.

In 1603, when King James I came into power, football was allowed again. - 1603'te, Kral James iktidara geldiğinde, futbola tekrar izin verildi.

exercise power
puissance
capacity
political power
capability
potency
power, ability, capacity: Vezirin seni nefyetmeye iktidarı var. The vizier has the power to exile you. Bu iş dem'in mali iktidarı üstünde. This job is beyond dem's financial capacity
potency, ability of a male to perform sexual intercourse
(a) group that is in power, (a) government
potential
ability, capacity, power; government, power; (male) sexual potency, virility
ability
lap
iktidar boşlugu
(Politika, Siyaset) power vacuum
iktidar eliti
(Pisikoloji, Ruhbilim) power elite
iktidar ilişkileri
(Politika, Siyaset) power relations
iktidar mücadelesi
(Politika, Siyaset) power struggle
iktidar seçkinleri
power elites
iktidar-bilgi
power-knowledge
iktidar (cinsel)
sexual potency
iktidar alanı
power domain
iktidar el koyma
seizure of power
iktidar mevkii
(position of) being in power: Onun partisi iktidar mevkiine geldi. His party came into power
iktidar olma çabası
bid for power
iktidar olmak
(Politika, Siyaset) come to power
iktidar partisi
the government party
iktidar partisi
I.N.S
iktidar partisi
(Hukuk) ruling party, party in power
iktidar partisi
the party in power
iktidar partisi olmak
(Politika, Siyaset) be in office
iktidar partisi pol
the party in power
iktidar paylaşımı
(Politika, Siyaset) power sharing
iktidar sahibi
1. (someone) who possesses the power or capacity to do something. 2. someone who possesses the power or capacity to do something
iktidar sevdası
ambition for power
iktidar partisi
ins
iktidar partisi
(Politika, Siyaset) government party
kurucu iktidar
(Politika, Siyaset) constituent power
siyasi iktidar
(Politika, Siyaset) political power
iktidar partisi
party in power

It looks like the party in power will win the upcoming election. - İktidar partisi yaklaşan seçimi kazanacak gibi görünüyor.

The party in power is corrupt, but the opposition is little better. - İktidar partisi bozulmuş fakat muhalefet biraz daha iyi.

iktidar partisi
ruling party
ademi iktidar
impotence
iktidar partisi
goverment party
mali iktidar
(Kanun) financial capacity
Türkisch - Türkisch
Bir işi başarabilme yetki ve yeteneği
Bir işi yapabilme gücü, erk, kudret: "Bu iş benim iktidarım haricinde, demez mi?"- S. F. Abasıyanık
Bu yetkiyi elinde bulunduran kişi ve kuruluşlar
(Osmanlı Dönemi) güç, kuvvet
Devlet yönetimini elinde bulundurma ve devlet gücünü kullanma yetkisi: "Almanya'daki öğrenciliğim Hitler'in iktidar yıllarına rastlar."- H. Taner
Bir işi yapabilme gücü, erk, kudret
Devlet yönetimini elinde bulundurma ve devlet gücünü kullanma yetkisi; bu yetkiyi elinde bulunduran kişi ve kuruluşlar
İKTİDAR
(Osmanlı Dönemi) Güç, takat. Kudret. Güç yetmek. Yapabilmek
iktidar
Favoriten