His second son married and settled down.
- Onun ikinci oğlu evlendi ve yuva kurdu.
Muiriel is the second member of Tatoeba.
- Muiriel, Tatoeba'nın ikinci üyesidir.
Our friend finished the race in second place.
- Arkadaşımız yarışı ikinci sırada bitirdi.
In the first place, it's too expensive, and in the second place, I don't like it.
- İlk olarak çok pahalı, ikinci olaraksa onu beğenmiyorum.
Telescopes have a primary and a secondary mirror.
- Teleskopların birincil ve ikincil aynası vardır.
This problem is only of secondary importance.
- Bu problem sadece ikincil derecede önemli.
His second son married and settled down.
- Onun ikinci oğlu evlendi ve yuva kurdu.
Osaka is the second largest city of Japan.
- Osaka, Japonya'nın ikinci en büyük şehridir.