There's no reason both of us need to go to Boston.
- Her ikimizin de Boston'a gitmesi gerektiği konusunda herhangi bir sebep yok.
I guess both of us don't really speak French all that well.
- Sanırım her ikimiz de gerçekten o kadar iyi Fransızca konuşmuyoruz.
The two of us aren't that good at chess. We're just playing because we felt like it.
- İkimiz satrançta o kadar iyi değiliz. Sadece canımız istediği için oynuyoruz.
I'd like to float in a boat on the lake, just the two of us.
- Gölde kayıkla dolaşalım isterdim, sadece ikimiz.
I want you and me to be happy.
- İkimizin mutlu olmasını istiyorum.
I want for you and me to be happy.
- İkimizin mutlu olmasını istiyorum.
I saw a movie for the first time in two years.
- İki yılda ilk kez bir film izledim.
One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten.
- Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
The orthodontist told him he'd need braces for at least two years.
- Ortodontist ona en az iki yıl süreyle pantolon askısına ihtiyacı olacağını söyledi.
Your words split my heart in twain.
- Sözleriniz kalbimi ikiye böldü.
The number 2015 is represented as 11111011111 in binary.
- 2015 numarası ikili olarak 11111011111 olarak gösterilir.
I left him a couple messages.
- Ona iki mesaj bıraktım.
We had a couple glasses of wine.
- İki bardak şarabımız vardı.
Only in love are unity and duality not in conflict.
- Birlik ve ikilik yalnızca aşkta çatışma içinde değildir.
See you in a couple of minutes.
- İki dakika içinde görüşürüz.
He's only a couple of years older than me.
- O benden yalnızca iki yaş büyük.
Do you know either of the two girls?
- İki kızın her birini tanıyor musun?
Either of the two must go.
- İkisinden biri gitmeli.
She is paralyzed in both legs.
- O, her iki bacağından felçlidir.
Hold the vase with both hands.
- Vazoyu iki elinle tut.
Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.
- Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.
Either of the two must go.
- İkisinden biri gitmeli.
Tom and Mary are a musical duo.
- Tom ve Mary müzikal bir ikilidir.
Tom and Mary were both ambitious.
- Tom ve Mary her ikisi de hırslı.
Tom and Mary are both ambitious, aren't they?
- Tom ve Mary ikisi de hırslı, değil mi?
They need to eat double that amount.
- O miktarın iki katını yemeliler.
The number of employees doubled in ten years.
- Çalışan sayısı on yıl içinde iki katına çıktı.