There are 10 types of people in the world: those who understand binary, and those who don't.
- Dünya üzerinde 10 çeşit insan vardır: ikilik sistemi anlayanlar ve anlamayanlar.
There are 10 types of people in the world: those who understand binary, and those who don't.
- Dünya üzerinde 10 çeşit insan vardır: ikilik sistemi anlayanlar ve anlamayanlar.
Only in love are unity and duality not in conflict.
- Birlik ve ikilik yalnızca aşkta çatışma içinde değildir.
Sam is two years younger than Tom.
- Sam Tom'dan iki yaş küçük.
I bought two dozen pencils.
- İki düzine kalem satın aldım.
The orthodontist told him he'd need braces for at least two years.
- Ortodontist ona en az iki yıl süreyle pantolon askısına ihtiyacı olacağını söyledi.
Your words split my heart in twain.
- Sözleriniz kalbimi ikiye böldü.
The number 2015 is represented as 11111011111 in binary.
- 2015 numarası ikili olarak 11111011111 olarak gösterilir.
He's only a couple of years older than me.
- O benden yalnızca iki yaş büyük.
You two make a nice couple.
- Siz ikiniz çok güzel bir çiftsiniz.
Only in love are unity and duality not in conflict.
- Birlik ve ikilik yalnızca aşkta çatışma içinde değildir.
I asked Tom a couple of questions.
- Tom'a iki soru sordum.
Tom sings at this bar a couple of times a week.
- Tom bu barda haftada iki kez şarkı söyler.
Either way will lead you to the station.
- Her iki yol da seni istasyona götürecektir.
Either of the two must go.
- İkisinden biri gitmeli.
Both of the brothers are dead.
- Kardeşlerin ikisi de öldü.
She is paralyzed in both legs.
- O, her iki bacağından felçlidir.
The two sisters lived very quietly.
- İki kız kardeş çok sakince yaşadılar.
Either of the two must go.
- İkisinden biri gitmeli.
Tom and Mary are a musical duo.
- Tom ve Mary müzikal bir ikilidir.
Tom and Mary are both really ambitious, aren't they?
- Tom ve Mary'nin ikisi de gerçekten hırslı, değil mi?
Tom and Mary are both pretty ambitious, aren't they?
- Tom ve Mary ikisi de çok hırslı, değil mi?
They need to eat double that amount.
- O miktarın iki katını yemeliler.
His revenue doubled after retirement.
- Onun geliri, emekli olduktan sonra iki katına çıktı.