Never in his life had he encountered such a dilemma.
- Hayatında hiç böyle bir ikilem ile karşılaşmamıştı.
I am in a terrible dilemma.
- Çok kötü bir ikilemdeyim.
Mary is in a bit of a quandary over whether to tell Tom or not.
- Mary Tom'a söyleyip söylemeyeceği üzerinde birazcık ikilem içerisindeydi.