I've done everything that needed to be done.
- Yapılmasına ihtiyaç duyulan her şeyi yaptım.
What is needed is more time.
- İhtiyaç duyulan şey daha fazla zaman.
They were needed in South America.
- Güney Amerika'da onlara ihtiyaç duyuldu.
The older you get, the less sleep you need.
- Ne kadar yaşlanırsanız, uykuya o kadar az ihtiyaç duyarsınız.
My mother gave me all the love I needed.
- Annem bana ihtiyaç duyduğum tüm sevgiyi verdi.
She needed fuckin' words of love.
- O, kahrolası aşk sözlerine ihtiyaç duyuyordu.