I've done everything that needed to be done.
- Yapılmasına ihtiyaç duyulan her şeyi yaptım.
What is needed is more time.
- İhtiyaç duyulan şey daha fazla zaman.
They were needed in South America.
- Güney Amerika'da onlara ihtiyaç duyuldu.
She needed fuckin' words of love.
- O, kahrolası aşk sözlerine ihtiyaç duyuyordu.
I'd like to stay and help, but I'm needed elsewhere.
- Kalıp yardımcı olmak istiyorum ama bana başka bir yerde ihtiyaç duyuluyor.
They were needed in South America.
- Güney Amerika'da onlara ihtiyaç duyuldu.